Havalar biraz serinleyip
okullar da açıldığına göre yaz bitiyor demektir. Ben de hazır güneş hala
içimizi ısıtıyorken, bir caz ve yaz standardı olan Summertime’ı yazayım istedim. Summertime, müziği George Gershwin’e, librettosu DuBose Heyward’a ait olan, ilk kez 1935
yılında sahnelenmiş ünlü ‘Porgy ve Bess’
operasından bir arya.
Porgy ve Bess, 1920’li
yıllarda, Charleston, Güney Carolina’da yer alan ‘Catfish Row’ adındaki hayali
bir balıkçı kasabasında yaşayan siyah insanların basit yaşamını konu alıyor. Hem konusu, hem
de Afro-Amerikan topluluğun yerel ezgilerine dokunan tınıları nedeniyle, Porgy
ve Bess çok uzun yıllar gerçek bir opera yapıtı gibi değer görmemiştir. (Bu
arada, Porgy ve Bess’in Afro-Amerikalıları anlatırken ırkçı bir tavra sahip
olduğu yolundaki bazı eleştirilere de değinmekte yarar var. Ben operayı izlemediğim
için bu konuda bir şey söyleyemeyeceğim ancak 1930’ların Amerikasında,
siyahları konu alan ve halkın geleneksel ezgilerinden yola çıkarak bir
opera yazan kişinin ırkçı bir bakış açısına sahip olması bana çok olası
gelmiyor. Olsa olsa kendini döneminin ırkçı bakış açısından kurtaramadığı bazı
bölümler veya yaklaşımlar olabilir.) (1)
Önce, Sir Simon Rattle
yönetimindeki Londra Filarmoni Orkestrası eşliğinde Harolyn Blackwell’in eşsiz yorumuna kulak verelim:
Üç perde, dokuz
sahneden oluşan 'Porgy ve Bess', Amerikada yaşayan Afrika kökenli, sıradan insanları konu
alıyor. Gershwin, siyah çoğunluğa sahip bir mahalleyi canlandırırken, çeşitli
halk çalgılarını da orkestraya dahil etmeyi ihmal etmemiş. Odağında imkansız
bir aşk olan yapıtın erkek kahramanı Porgy, sakat bir dilenci, Bess ise bir
sokak kadınıdır.
Gershwin ‘Porgy ve
Bess’ için ‘Folk Opera’ terimini kullanmıştır. Gerçekten de hem oyuncu kadrosu,
hem siyahları anlatan konusu, hem de müziğindeki Afro-Amerikan ezgilerine
yakınlığı ile Porgy ve Bess’, ‘Folk Opera’ terimine çok uygun bir yapıt.
Gershwin, böylesi bir operada müzikal bütünlüğün bozulmaması açısından, özgün
halk ezgilerini kullanmak istemediğini ancak bu halk ezgilerinin benzerini
yazdığını söylemiştir.
Aşağıdaki Mahalia
Jakcson yorumu, Gershwin’in bu yaklaşımına bir gönderme içeriyor. Mahalia
Jackson, Summertime’ı söyledikten sonra aynı parçanın devamıymış gibi bir Afro-Amerikan ilahisi olan ‘Sometimes I Feel Like A Motherless
Child’a geçiyor.
Mahalia Jackson'ın bir araya getirdiği iki parçada ortak bir yön daha var. İlk bakışta Summertime'ın, annenin kucağındaki çocuğuna güven veren sözleri ile, Motherless Child'ın annesiz büyüyen bir çocuğu anlatan sözleri çelişiyormuş gibi görünebilir. Oysa, Motherless Child'ın kölelik döneminde, ailesinden ayrılmak zorunda kalan bir çocuğun acısını anlatışıyla Summertime'da Clara'nın çocuğuna zarar veremeyeceğini söylediği korku aynı ortak acıya dayanıyor.
Clara çocuk bakıyor, kocası Jake’in de balıkçı olduğu düşünüldüğünde, bebeğine, babasının zengin olduğunu söylediği dize, bizim düşündüğümüzden daha az bir zenginliğe karşılık geliyor olsa gerek. Bir iki kaynakta Clara’nın aslında beyaz birisinin çocuğuna dadılık yaparken bu parçayı söylediği ve kucağındaki çocuğun kendisine ait olmadığı biçiminde yorumlara da rastladım ancak bu bana hiç de mantıklı gelmedi. Clara, kucağında uyutmaya çalıştığı kendi çocuğuna söylüyor şarkısını. Ya da ninni mi demeliyiz.
İlk dizesi Yahya Kemal’den aşırma, yine serbest bir çeviriyle Summertime (Hatalarınızı örtmenin en iyi yollarından birisi, yaptığınız işi serbest bir yaklaşımla yaptığınızı söylemektir) :
Summertime (2)
Clara çocuk bakıyor, kocası Jake’in de balıkçı olduğu düşünüldüğünde, bebeğine, babasının zengin olduğunu söylediği dize, bizim düşündüğümüzden daha az bir zenginliğe karşılık geliyor olsa gerek. Bir iki kaynakta Clara’nın aslında beyaz birisinin çocuğuna dadılık yaparken bu parçayı söylediği ve kucağındaki çocuğun kendisine ait olmadığı biçiminde yorumlara da rastladım ancak bu bana hiç de mantıklı gelmedi. Clara, kucağında uyutmaya çalıştığı kendi çocuğuna söylüyor şarkısını. Ya da ninni mi demeliyiz.
İlk dizesi Yahya Kemal’den aşırma, yine serbest bir çeviriyle Summertime (Hatalarınızı örtmenin en iyi yollarından birisi, yaptığınız işi serbest bir yaklaşımla yaptığınızı söylemektir) :
Summertime (2)
Rüya gibi bir yaz
Yaşamak nasıl da güzel
Suda sıçrayan balıklar
Ve pamuklar
Boy vermiş tarlada
Yaşamak nasıl da güzel
Suda sıçrayan balıklar
Ve pamuklar
Boy vermiş tarlada
Bebek, sen de sessiz
ol biraz,
Hadi ağlama artık.
Bak! Babanda cukka sağlam,
Annense tam bir fıstık.
Günlerden bir gün,
Sen de kalkıp şarkı
söyleyeceksin.
Kanatlarını vurup,
Göğe yükseleceksin.
Ama o güne dek,
Annenle baban,
Hep yanında olacak.
Bu eşsiz parçanın bugüne
dek, yirmi beş binden fazla kaydı yapılmış. Son olarak, yeni hevesim, perdesiz
gitarımla bir Summertime yorumu.
Kaynakça:
1- Summertime (Song), Wikipedia,
http://en.wikipedia.org/wiki/Porgy_and_Bess, Erişim Tarihi: 11.09.2014
2- Summertime,
And the livin' is easy
Fish are jumpin'
And the cotton is high
Oh, Your daddy's rich
And your mamma's good lookin'
So hush little baby
Don't you cry
One of these mornings
You're going to rise up singing
Then you'll spread your wings
And you'll take to the sky
But until that morning
There's a'nothing can harm you
With your daddy and mammy standing by
With your daddy and mammy standing by
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder