Neotolia’nın
ilk albümü Rose Lace'i birkaç gün önce dinleme fırsatım oldu. Size de kısaca bu albüm ve müzisyenler hakkında
bilgi vermek istiyorum. Albüm 2014 Eylül ayında Mireille Music tarafından
yayımlanmış. Kapakta, Merih Demirkol’un 'Ispartalı Kadınlar' tablosu yer alıyor.
Albüm çok
sayıda dijital platformdan satın alınabilmekle birlikte farklı yerlerde farklı
ücretlendiriliyor. Ben en hesaplısı olan itunes üzerinden 5.-TL’den daha az bir
ücretle satın aldım albümü. ( https://itunes.apple.com/tr/album/rose-lace-ep/id912478956 )
Tamamı düzenlemelerden oluşan albümde 5 türkü yer alıyor ve albümün uzunluğu 22
dakika civarında. Albüm, herkesin bildiği türkülerden oluşuyor olsa da
ilginç bir şekilde insanda ilk kez dinliyormuş duygusu uyandırıyor. Öncelikle
şunu söylemeliyim ki, 'Rose Lace' son zamanlarda
dinlediğim en güzel albümlerden birisi. Nazan Nihal’in yorumları ve Utar
Artun’un düzenlemeleri müthiş bir uyum içinde. Beni şaşırtan ise düzenlemelerdeki deneysellik,
farklı fikirler ve ritm/ses zenginliği. Peki bu deneysellik türküleri özünden uzaklaştırmış mı dersiniz? Tam tersine, albümü dinlerken, türküler ilk olarak böyle yakılmışlar gibi hissediyorsunuz. Parçaların ritmik yapısı daha güçlü
bir formda sunuluyor ancak siz bu form içinde türkünün özgün ritmini hissedebiliyorsunuz. Armonik yapı, türkünün ezgilerindeki
duygudan bir şey eksiltmiyor, tersine güçlendiriyor. Vurmalılar, ney, piyano,
bas ve klavyenin farklı sesleri, düzenleme içinde öylesine güzel harmanlanmış
ki, ilk dinlediğinizde bile enstrümanların hiçbiri öne çıkmadan birbirini tamamlıyor. Baharatlar öylesine dengeli ki, lezzeti sağlayan nedir emin olamıyor, ancak 'yemek güzelmiş' diyebiliyorsunuz.
Nazan Nihal
ve Utar Artun’un liderliğindeki projede çok sayıda farklı müzisyen yer
alıyor. Albümde yer alan müzisyenler aşağıdaki gibi:
Nazan Nihal
(vocals & guitar),
Utar Artun
(piano & keys & percussion),
Tuna
Velibaşoğlu (vocals),
Bilgin Canaz
(ney),
Onur Şenler
(cello),
Soner Özer
(percussion),
Güngör
Kahraman (cura)
Galen Willet (bass)
Galen Willet (bass)
Diijital
olarak yayımlanan albüm, albüme adını veren 'Çemberimde Gül Oya' ile açılıyor. Sade
bir düzenleme ve Nazan Nihal’in duru bir yorumu ile başlayan türkü başladığı
güzellikte bitiyor. Ancak bana sorarsanız albümün şaşırtıcı yüzü, düzenlemelerdeki
derinlik/zenginlik ikinci türküyle başlayıp, albümün sonuna kadar da
yükselerek devam ediyor. 9/8’lik Çemberimde Gül Oya’dan sonra 5/8’lik 'Vardar Ovası';
piyano, vurmalı ve basın müthiş uyumuna eklenen Nazan Nihal yorumuyla tempoyu
yükseltiyor. Vardar Ovası, baştan sona kadar enerjisini en yüksekte tutuyor.
10/8’lik 'Odam
Kireçtir Benim', düzenlemedeki ritmik zenginliğe eklenen modern eşlik ve giderek
yükselen tansiyon ile tek sözcüğü hak
ediyor: Büyüleyici. Nazan Nihal ve diğer vokaller her dönüşte sizi şaşırtacak
bir performans sergiliyor. Bu türküdeki klavye voicingleri ve vokal
düzenlemeleri tam bir usta işi.
9/8’lik bir
Rumeli türküsü olan 'Bülbülüm Altın Kafeste', Fazıl Say’ın İstanbul Senfonisini
andıran, dalga seslerine çarpan ney ezgileri ile başlıyor. Önce bas partisini dinlerken
buluyorsunuz kendinizi. Klavye ve piyano eşlikleri her dönüşte başka bir
düzenleme, bas partisi ve ses kombinasyonu ile birleşerek doyumsuz bir türkü
sunuyor size. Aşağıdaki videoda ise aynı türkünün albüme göre daha sade ancak
etkileyici bir versiyonunu izleyebilirsiniz.
http://www.youtube.com/watch?v=rkaMl6of_IE
Son parça 'Ben Giderim Batum’a' ise 7/8’lik bir Sinop türküsü. Müthiş bir düzenleme, vokal
performansı, basın enerjisi, neyin nefesleri ve piyanonun eşliği ile albümü
zirveye taşıyor.
Aksak ölçülere
sahip türkülerdeki ritmik zenginliği büyük bir ustalıkla kullanan eşsiz bir
albüm “Rose Lace”. Dinlediğinizde keşke biraz daha uzun bir albüm olsaydı diyorsunuz.
Nazan Nihal
ve Utar Artun, Türkiye için değil tüm dünya dinleyicileri için müzik yaptığının
ve müziğin evrensel bir dile sahip olması gerektiğinin farkındalar. Açıkçası, ‘türkülerin özü bozulur mu?’, ‘bu
düzenleme satar mı?’, ‘amcamgiller beğenir mi?’ gibi sorularla uğraşan
müzisyenlerimizle kıyaslayınca son derece yürekli, deneysel ve sanatın evrenselliğine
inanan bir albüm ‘Rose Lace’. Yüzeyselliğin kol gezdiği müzik piyasasında bana
ilaç gibi geldi.
Her iyi
türkü albümü gibi dinleyip bittikten sonra, çalgıcılar, şarkıcılar,
düzenlemeciler değil de dinlediğiniz türküden bir dize kalıyor aklınızda:
“Bülbülleri hâr ağlatır, âşıkları yâr
ağlatır;
Ben feleğe neylemişim, beni her bahar
ağlatır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder